Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
gidip gidip gelmek
"gidip gidip gelmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Colloquial
1
Konuşma Dili
gidip gidip gelmek
go in and out
f.
Idioms
2
Deyim
gidip gidip gelmek
back and fill [us]
f.
"gidip gidip gelmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 126 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
gidip gelmek
shuttle
f.
General
2
Genel
gidip gelmek (arasında)
run
f.
3
Genel
gidip gelmek
go and return
f.
4
Genel
birkaç yer arasında gidip gelmek
shuttle
f.
5
Genel
gidip gelmek
get about
f.
6
Genel
iki şey arasında gidip gelmek
hover
f.
7
Genel
gidip gelmek
go regularly
f.
8
Genel
gidip gelmek
ply between
f.
9
Genel
gidip gelmek
seesaw
f.
10
Genel
gidip gelmek
run
f.
11
Genel
banliyödeki ev ile şehirdeki işyeri arasında her gün gidip gelmek
commute
f.
12
Genel
arasında gidip gelmek (iki durum)
alternate between
f.
13
Genel
çaprazlama gidip gelmek
crisscross
f.
14
Genel
arasında gidip gelmek
shuttle between
f.
15
Genel
arasında gidip gelmek
go between
f.
16
Genel
ev ile iş arasında gidip gelmek
commute
f.
17
Genel
oraya buraya gidip gelmek
get about
f.
18
Genel
oradan oraya gidip gelmek
get about
f.
19
Genel
gidip gelmek
call for
f.
20
Genel
gidip gelmek
ply
f.
21
Genel
(markete kadar) gidip gelmek
run up to the store
f.
22
Genel
işe yürüyerek gidip gelmek
walk to and from work
f.
23
Genel
gidip gelmek (sarkaç gibi iki nokta arasında)
lurch
f.
24
Genel
ev iş arası gidip gelmek
commute
f.
25
Genel
bir koşu gidip gelmek
nip
f.
26
Genel
gidip gelmek
traffic
f.
27
Genel
gidip gelmek
traffick
f.
28
Genel
defalarca gidip gelmek
weave
f.
29
Genel
gidip gelmek
alternate
f.
30
Genel
aşağı yukarı gidip gelmek
bobble
f.
31
Genel
aynı rotada gidip gelmek
run
f.
32
Genel
gidip gelmek
double
f.
33
Genel
ileri geri gidip gelmek
parade
f.
34
Genel
(bir yeri) gidip gelmek
parade
f.
35
Genel
karşılıklı gidip gelmek
intervisit
f.
36
Genel
gidip gelmek
shoggle
f.
37
Genel
gidip gelmek
showd
f.
38
Genel
ileri geri gidip gelmek
shuttlecock
f.
39
Genel
işe gidip gelmek için uygun olan
commutable
s.
Phrasals
40
Öbek Fiiller
gidip gelmek
swing around
f.
41
Öbek Fiiller
gidip gelmek
spin around
f.
42
Öbek Fiiller
(bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek
hover between (something) and (something else)
f.
43
Öbek Fiiller
(bir şeyle diğeri/iki şey) gidip gelmek
hover between something (and something else)
f.
44
Öbek Fiiller
(bir yere) uğramak/gidip gelmek/girip çıkmak
run by (some place)
f.
45
Öbek Fiiller
(bir yere) uğramak/gidip gelmek/girip çıkmak
run by
f.
46
Öbek Fiiller
(iş, okul) arasında her gün gidip gelmek
commute (something) into (something)
f.
47
Öbek Fiiller
arasından gidip gelmek/koşturmak
run between
f.
48
Öbek Fiiller
(ev ile iş) (iki şehir/yer vb) arasında gidip gelmek
commute between
f.
49
Öbek Fiiller
hızlıca/kısa süreliğine gidip gelmek
scoot down
f.
50
Öbek Fiiller
hemen gidip gelmek
scoot down
f.
51
Öbek Fiiller
iki yer/şey arasında araçla gidip gelmek
drive between
f.
52
Öbek Fiiller
iki yer/şey arasında araçla gidip gelmek
drive between
f.
53
Öbek Fiiller
(iki şey arasında) gidip gelmek
hover between (something) and (something else)
f.
54
Öbek Fiiller
(iki şey arasında) gidip gelmek
hover between something (and something else)
f.
55
Öbek Fiiller
(iki durum/hal) arasında gidip gelmek
vacillate between (thing) and (another)
f.
56
Öbek Fiiller
seçenekler arasında gidip gelmek
bounce (something) back and forth
f.
57
Öbek Fiiller
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek
alternate between (someone and someone else)
f.
58
Öbek Fiiller
biriyle başka biri arasında gidip gelmek
alternate between something and something else
f.
59
Öbek Fiiller
(insanlar/bir şeyler) arasında gidip gelmek
alternate between (people or things)
f.
60
Öbek Fiiller
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek
alternate between (someone and someone else)
f.
61
Öbek Fiiller
biriyle başka biri arasında gidip gelmek
alternate between something and something else
f.
62
Öbek Fiiller
(insanlar/bir şeyler) arasında gidip gelmek
alternate between (people or things)
f.
63
Öbek Fiiller
seçenekler arasında gidip gelmek
bounce back and forth
f.
64
Öbek Fiiller
(iş/okul ve ev) arasında her gün gidip gelmek
commute between (places)
f.
65
Öbek Fiiller
(iki yer) arasında sürekli gidip gelmek
commute between (places)
f.
66
Öbek Fiiller
her gün (yaşadığı ve çalıştığı yer) arasında gidip gelmek
commute between (places)
f.
67
Öbek Fiiller
(iş, okul arasında her gün) gidip gelmek
commute into
f.
68
Öbek Fiiller
bir yerde bir oraya bir buraya gidip gelmek
dash across something
f.
69
Öbek Fiiller
(biriyle başka biri) arasında gidip gelmek
fluctuate between (someone and someone else)
f.
70
Öbek Fiiller
(bir şeyle bir şey) arasında gidip gelmek
fluctuate between (something) and (something)
f.
71
Öbek Fiiller
arasında gidip gelmek
hover between
f.
72
Öbek Fiiller
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında gidip gelmek
hover between (something) and (something else)
f.
73
Öbek Fiiller
etrafında oradan oraya koşuşturmak/gidip gelmek
jockey around
f.
74
Öbek Fiiller
(iki kişi veya şey) arasında gidip gelmek
oscillate between (two people or things)
f.
75
Öbek Fiiller
(birileri/bir şeyler) arasında gidip gelmek
run between (someone or something)
f.
76
Öbek Fiiller
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında gidip gidip gelmek
shuttle from (something or some place) to (something or some place)
f.
77
Öbek Fiiller
(iki veya daha fazla şey) arasında gidip gelmek
vary between (something)
f.
78
Öbek Fiiller
(iki veya daha fazla farklı seçenek, olasılık) arasında gidip gelmek
vary between (something)
f.
79
Öbek Fiiller
(iki veya daha fazla durum, hal) arasında gidip gelmek
vary between (something)
f.
80
Öbek Fiiller
(bir şeyle bir şey) arasında gidip gelmek
vary between (something) and (something else)
f.
81
Öbek Fiiller
(iki veya daha fazla farklı seçenek, olasılık) arasında gidip gelmek
vary between (something) and (something else)
f.
82
Öbek Fiiller
(bir durumla/halle başka bir durum/hal) arasında gidip gelmek
vary between (something) and (something else)
f.
83
Öbek Fiiller
(bir şeyle bir şey) arasında değişmek/gidip gelmek
vary from (something)
f.
84
Öbek Fiiller
(bir durumla/halle başka bir durum/hal) arasında değişmek/gidip gelmek
vary from (something)
f.
85
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında gidip gelmek
waver between (someone or something) and (someone or something else)
f.
Colloquial
86
Konuşma Dili
iki seçenek arasında gidip gelmek
be a toss-up
f.
87
Konuşma Dili
iki seçenek arasında gidip gelmek
be a toss-up (between a and b)
f.
88
Konuşma Dili
iki arada gidip gelmek
yo-yo
f.
89
Konuşma Dili
gidip gelmek
go in and out
f.
90
Konuşma Dili
(iki seçenek arasında) gidip gelmek
be of two minds
f.
91
Konuşma Dili
(iki seçenek arasında) gidip gelmek
be in two minds
f.
92
Konuşma Dili
başarıyla başarısızlık arasında gidip gelmek
be up and down
f.
Idioms
93
Deyim
uçlarda gidip gelmek
drive to the wall
f.
94
Deyim
iki seçenek arasında gidip gelmek
have (someone) coming and going
f.
95
Deyim
düşünceleri arasında gidip gelmek
alternate in between thinking
f.
96
Deyim
iki seçenek arasında gidip gelmek
blow hot and cold
f.
97
Deyim
yaşam ile ölüm arasında gidip gelmek
hover between life and death
f.
98
Deyim
yaşamla ölüm arasında gidip gelmek
lie hovering between life and death
f.
99
Deyim
(iki seçenek arasında) gidip gelmek
be in two minds
f.
100
Deyim
(iki seçenek arasında) gidip gelmek
be of two minds
f.
101
Deyim
(iki şey) arasında ince bir çizgide gidip gelmek
tread a fine line between (something)
f.
102
Deyim
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
tread/walk a fine line
f.
103
Deyim
ince bir çizginin iki tarafında gidip gelmek
tread/walk a thin line
f.
104
Deyim
araçla (bir yere) gidip gelmek
take a spin (to some place)
f.
105
Deyim
istekli olmakla olmamak arasında gidip gelmek
be hot and cold
f.
106
Deyim
hevesli olmakla olmamak arasında gidip gelmek
be hot and cold
f.
107
Deyim
ilgilenmekle ilgilenmemek arasında gidip gelmek
be hot and cold
f.
108
Deyim
sıcak davranmakla soğuk davranmak arasında gidip gelmek
be hot and cold
f.
109
Deyim
yakın davranmakla uzak davranmak arasında gidip gelmek
be hot and cold
f.
110
Deyim
öbür tarafa gidip gelmek
go to hell and back
f.
111
Deyim
öbür tarafa gidip gelmek
go through hell and back
f.
112
Deyim
iki zıt şey arasında gidip gelmek
sway to and fro
f.
113
Deyim
iki seçenek arasında gidip gelmek
blow hot and cold
f.
114
Deyim
bisikletle/arabayla (yakın bir yere) gitmek/gidip gelmek
go for a spin (to some place)
f.
115
Deyim
bisikletle/arabayla (yakın bir yere) gitmek/gidip gelmek
go out for a spin (to some place)
f.
116
Deyim
işe gidip gelmek
punch the (time) clock
f.
117
Deyim
ben çocukken okula gidip gelmek için dağlar tepeler aşardım
when I was a kid, I walked to school uphill both ways
expr.
118
Deyim
ben senin yaşındayken okula gidip gelmek için dağlar tepeler aşardım
when I was your age, I walked to school uphill both ways
expr.
Tourism
119
Turizm
ters yönlü gidip gelmek
reverse-commute
f.
Technical
120
Teknik
belli bir alanda gidip gelmek
travel
f.
121
Teknik
gidip gelmek
navigate
f.
Television
122
Televizyon
İngiliz Kanalı üzerinden İngiltere'ye sık sık gidip gelmek
channel-hop
f.
Transportation
123
Ulaştırma
işe gidip gelmek için olan
commuter
s.
Archaic
124
Eski Kullanım
oraya buraya gidip gelmek
dodge
f.
Slang
125
Argo
hızlıca tuvalete gidip gelmek
pop to the loo
f.
126
Argo
hemen tuvalete gidip gelmek
pinch (one) off
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of gidip gidip gelmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy